Bir delikanlı ve genç bir kız motosikletin üzerinde 180 km hızla gidiyorlar ve aralarında Şöyle bir konuşma geçiyor; Kız: Lütfen yavaşla, ben korkuyorum! Delikanlı: Hayır, bak ne kadar eğlenceli. Kız: Lütfen, lütfen, çok korkuyorum! Delikanlı: Peki, beni sevdiğini söyle. Kız: Seni çok seviyorum, lütfen yavaşla! Delikanlı: Simdi de bana sıkıca sarıl Kız delikanlıya sıkıca sarılır. Delikanlı: Şapkamı alıp, kendine takar mısın? Başımı çok sıktı. Ertesi gün gazetelerde Şöyle bir haber çıktı: Motosiklet Kazası; Motosiklet, fren arızası nedeniyle büyük bir kaza yaptı. Üzerindeki 2 kişiden sadece biri kurtuldu. Gerçek ise şöyleydi; Yolun yarısında, delikanlı frenlerin bozulduğunu anlamış ama bunu kıza belli etmek istememişti. Bunun üzerine, kızdan kendisini sevdiğini söylemesini istemiş ve kendisine son defa sarılmasını istemişti. Sonrada kendi ölümü pahasına, kaskını sevdiğinin takmasını ve hayatta kalmasını sağlamıştır. İste gerçek sevgi budur… Sevdiği uğruna CANINI bile verebilmektir. Gerektiğinde her şeyi feda edebilmektir…
   
 
  AYRILIK ZAMANI
AYRILIĞIN İLANI

      Gidiyor musun diye sorma bana. Gönderen sensin. Ne terk etmeyi istedim seni, ne de daha yaşamadığımız bu aşkın toprağa gömmeyi. Senin kadar öfkeliyim bende senin kadar endişeli... Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak güç verirdin bana, ama inandıramadım seni. Sen sorgularken beni kafanda ben gözlerinin içine bakıyordum kuşkuyla. Bir tek sözün bağlardı beni sana, oysa sen hep susmanın koynunda...

        Aşkın içine bir kez girdi mi kuşku teslim alır bedenleri de. Sütten çıkmış ak kaşık değildim ama yalanı sokmadım iki kişilik dünyamıza. O dünya ki bazen minicik bir odada bazen kentin ortasında şekillendi. Nasıl da güzeldi... Zaten varsın diye her şey güzeldi ama sen buna inanmadın. Ah bu sorular. Yaşamak varken sevdayı delice, niye boğarız sorunlarla? Nasıl ikna edebilirdim seni? Ben aşk dedikçe sen dur dedin. Ben seninleyim dedikçe sen hayır dedin. Zaten az konuşan sen olumsuz ne kadar sözcük varsa bulup çıkardın ortaya. Ben bir şey diyemedim.

        Ne kadar zarar vermişim sana meğer... Nasıl değiştirmişim seni. Oysa hiç böyle düşünmemiştim. Kimseye zarar vermek istemem ben. Kimseyi olduğundan farklı bir hala getirmek istemem. Ama öyel oldu işte. Demek ki gitmelerin zamanı şimdi. Çocukluğuna sığınır atlatırsın bu acıyı. Ne sevişmelerimiz kalır aklında ne sevda sözlerimiz. Rahat değilim diyordun ya rahat ol artık. Gülüşlerini saklaman için bir neden kalmadı. Tedirginliğinin sebebi de kalktı ortadan...

        Gidişim yürekten değil, zorunluluktan. Sanma ki bu toy sevdayı başka kimliklere taşırım. Sanma ki benden sakladığın gülüşleri yalancı yüzlerde ararım. Seni de götürürüm yüreğimde. Yokluğunu taşırım. Bulup bulup kaybettim seni. Ne yazık ki yoz-duman edemedim kuşkularını, ne yazık ki kalamadın bana. Öpücüğümün kokusu kalacak kapının eşiğinde. Kokladıkça bizi bir yanlışa mahkum ettiğini anlayacaksın.

Öss'den haberler
 
 
head>
 

 

SİNEMA
 
 
Bugün 23 ziyaretçi (36 klik) kişi burdaydı!
Geri sayım sen doğduğunda başladı ! Eğer (9) canlı bile olsaydın en fazla (8) kez kaçabilirdin Ölümden ! Bil ki (7) Düvele sultan dahi olsan yerin (6) Mekan olacak sana. En fazla (5) Metre kumaş götürebileceksin ! Kapatacaksın (4) açsanda gözlerini ! Bu (3) günlük fani dünyada Azraile (2) kat olup yalvarsanda nafile EceL geldiğinde (1) gün öleceksin ! İşte, o an herşey (0) dan başlayacak. Çünkü, ÖLÜM BİR YOK OLUŞ DEĞİL,YENİDEN DOĞUŞTUR ! ARKADAŞLAR SİTEYİ BİZZAT KENDİM YAPTIM;;; MADE İN KAĞAN[[[BİR KORSAN OLSAM, TEK GÖZLE AĞLASAM]]] Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol